Beş yıl önce yılbaşı gecesi, Theo T denizaşırı ilk ABD şist ham petrol sevkiyatıyla Teksas Körfez Kıyısı’ndan ayrıldı. Yakındaki ConocoPhillips kuyularından toplanan ve ticaret devi Vitol Group’a satılan petrol, milletvekillerinin uzun süredir ihracat yasağını kaldırmasından sadece iki hafta sonra İtalya’ya yelken açtı.
Küresel petrol piyasalarını yeniden şekillendirecek, jeopolitik gücü değiştirecek ve tüm ekonomileri altüst edecek bir ticaretin başlangıcıydı. Şeyl patlamasının kendisi ABD’yi dünyanın en büyük petrol üreticisi haline getirdi ve onu Ortadoğu petrolüne olan bağımlılığı sona erdirme hayaline daha da yaklaştırdı. Ancak ihracat patlaması, Teksas, New Mexico ve Kuzey Dakota’daki şist alanlarından çekilen ham petrolün 50’den fazla ülkeye gönderilmesiyle tamamen yeni bir pazar yarattı ve sevkiyatlar genellikle Suudi Arabistan dışındaki herhangi bir OPEC ülkesini geride bıraktı.
Bu son beş yıl, ABD kaya petrolü ihracatçılarının göreceği en iyi yıllar olarak pekala geçebilir. Covid-19, küresel yakıt talebini ortadan kaldırdı ve Amerika’da 40’tan fazla sondajcıyı iflas ettirdi. Önümüzdeki yıllarda tam olarak ne kadar petrolün ABD kıyılarını terk edeceği, büyük ölçüde dünyanın pandemiden ne kadar çabuk kurtulabileceğine ve politikacıların dünyayı fosil yakıtlardan uzaklaştırmak için ne kadar agresif çalıştığına bağlı olacak. Ancak ABD şistinin küresel erişimi petrol piyasalarını temelli değiştirdi ve ABD için güçlü, diplomatik bir silah olmaya devam ediyor.
IHS Markit’te enerji araştırma ve analiz direktörü Karim Fawaz, “İhracat yasağının kaldırılması yoluyla şist devriminin dünyaya açılması, küresel petrol piyasası psikolojisinin arz kıtlığından bolluğa geçmesine yardımcı oldu” dedi. “Yerel rafinaj sınırlamalarını aşarak büyümeye devam etmek için ABD endüstrisini zincirlerinden kurtardı.”
Muhtemelen, Amerika’nın şist patlamasının ihracatından iki grup, ABD petrolü üreticilerinden ve ticaretini yapan dev meta tüccarlarından daha fazla kazanamadı. Continental Resources Inc.’den milyarder Harold Hamm ve Pioneer Natural Resources Co.’dan Scott Sheffield dahil vahşi hayvanlar, ihracatın artmasıyla gelirlerinin iki katından fazla olduğunu gördü. Hamm, Ağustos 2018’de ABD’nin denizaşırı petrol sevkiyatlarının patlamasıyla birlikte “Bugün ABD’nin kendi petrodolarları var” dedi.
Trafigura Group, Vitol, Gunvor Group ve Mercuria Energy Group gibi ticaret devleri, daha ucuz şist petrolü satın almaktan, onu ABD kıyılarına taşımaktan ve Avrupa ve Asya’daki istekli alıcılara göndermekten kazanç sağladı. Sevkiyatların artacağını iddia ederek ABD’deki ticaret masalarını genişletti, limanlara, boru hatlarına ve ihracat tesislerine yatırım yaptılar. 2019’un son haftasında Amerikan petrol ihracatı günde yaklaşık 4,5 milyon varile ulaştı.
ABD şistinin kazancı OPEC’in kaybı oldu. Kaya petrolü piyasayı doldururken OPEC, pazar payını devretmek zorunda kaldı. OPEC’in en büyük müşterilerinden biri olan ABD, 2006 ortasından bu yana aylık ithalatını yaklaşık% 50 oranında düşürdü. Geçen hafta, Suudi Arabistan’ın ABD’ye kargoları en az 2010’dan beri ilk kez sıfıra düştü.
İhracat, ABD şistini OPEC tarafında kalıcı bir dikene çevirdi. Petrol karteli, son beş yıl içinde üretimi birkaç kez azaltmak için Rusya, Meksika ve diğer büyük üreticilerle güçlerini birleştirmek zorunda kalırken, ABD şistleri de kilit pazarlara erişimini genişletti.
Shale artık büyük bir ihracatçı olmanın talihini ve talihsizliğini paylaşıyor. Bunun en güçlü kanıtı, Mart ayında ABD Başkanı Donald Trump’ın, salgın talebi kısarken petrol piyasalarını toplam çöküşten kurtarmak için benzeri görülmemiş bir anlaşma yapmak için dünyanın en büyük petrol üreten uluslarının liderlerine katılmasıyla geldi.
ABD’nin dış ithalata olan bağımlılığının azalması, Trump yönetiminin iki OPEC kurucu üyesine – Venezuela ve İran’a – kendi ülkelerinde daha yüksek yakıt fiyatları korkusu olmadan giderek zayıflatıcı yaptırımlar uygulamasına izin verdi. Ve artık küresel piyasalarda kolayca bulunabilen Amerikan şistiyle, Orta Doğu’daki çatışmalara bağlı petrol fiyatlarındaki artışlar daha kısa ve daha bastırılmış durumda.
Morningstar Inc.’in petrol araştırma müdürü Sandy Fielden, “Yasağın sona ermesinden bu yana Amerikan petrol akışı, siyasetin İran, Venezuela ve Libya’dan arz kaybına neden olduğu zamanlarda bile küresel petrol arzını dengede tuttu” dedi.
ABD’nin küresel petrol piyasaları üzerindeki bu nüfuzunu ne kadar koruyabileceği görülecek.
ABD petrol ihracatı için bir yükseliş işareti: Çin’in ham petrol iştahı, ülke kilitlenmelerden çıktığından beri bir intikamla geri geldi. Bu, ABD kargolarının bir kez daha suya çarpmaya başlaması ve Noel haftasında günde 3.6 milyon varile ulaşmasıyla Amerikan petrol envanterlerinin düşmesine yardımcı oldu.
ABD petrol ihracatının kaderini Çin’den daha fazla belirleyecek başka bir ülke yok. ABD’li milletvekillerinin ihracat yasağını kaldırmasından yaklaşık iki yıl sonra, Çin’e yapılan sevkiyatlar günde 2 milyon varile ulaştı ve bu da onu açık ara en büyük Amerikan petrol alıcısı haline getirdi. Asya ülkesinin ham petrol iştahı, kilitlenmelerden ortaya çıktığından beri toparlandı, ancak Suudi Arabistan ve Rusya ülkeye önemli tedarikçiler olmaya devam ediyor ve OPEC + üretimi geri kazandıkça bu yıl rekabet kızışabilir.
Rapidan Energy Group kıdemli petrol analisti Shirin Lakhani, “OPEC + üretiminin bir kısmını geri kazandıkça Asya pazarı daha rekabetçi hale gelecektir” dedi. “OPEC + üreticileri için, yakınlık ve lojistik nedeniyle Asya’ya satışlar en iyi kar marjlarına sahip.”
ABD varillerine olan talep aynı zamanda küresel ekonominin, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en derin durgunluğunun ardından önümüzdeki yıllarda ne kadar iyi performans gösterdiğine bağlı olacak. Dünya Bankası, 2020’deki% 4,3’lük bir daralmanın ardından bu yıl% 4’lük bir ekonomik toparlanma öngörüyor, ancak pandemi on yıl boyunca potansiyel küresel büyümeyi azaltabileceğinden “istisnai bir belirsizlik seviyesi” olduğu konusunda uyarıda bulundu. Uluslararası Enerji Ajansı Aralık ayında yaptığı açıklamada, virüsün ilkbaharda ortaya çıkmasıyla talebin “beklenenden daha uzun süre daha düşük olacağı” için salgının geride bıraktığı petrol bolluğunun ortadan kalkmasının 2021 sonuna kadar süreceğini söyledi.
Yeni gelen Biden yönetimi ve onun ABD enerji politikasını tamamen yeniden şekillendirme planı şüphesiz ABD petrol ihracatını etkileyecektir. Yeni başkanın seçim kampanyası yolunda verdiği sözler arasında, ABD şist patlamasını serbest bırakan hidrolik kırılmanın daha güçlü düzenlemesi, federal toprakların kırılmasına yönelik bir yasak ve fosil yakıtlardan daha geniş bir geçiş vardı. Nasıl uygulandığına bağlı olarak, yasak tek başına ABD petrol sevkiyatlarını önemli ölçüde etkilemeyebilir. Teorik olarak yalnızca yeni sondaj ruhsatları için geçerli olacak ve oldukça sınırlı miktarda yeni petrol üretimini, yani New Mexico’da etkileyecektir.
Ancak bu, petrol ihracatçıları için yalnızca geçici bir nimet olabilir. Joe Biden, uluslarını fosil yakıtlardan sonsuza dek vazgeçirmeye söz veren dünya liderlerinin büyüyen korolarından biri. Çin, Birleşik Krallık ve Kanada dahil 120’den fazla ülke, önümüzdeki otuz yıl boyunca net sıfır emisyona ulaşmayı taahhüt etti. Yeni seçilen başkan, ABD’de en geç 2050’ye kadar net sıfır emisyon elde edeceğine söz verdi. Elektrik taşımacılığı, neredeyse her ülkenin karbon nötr olma planının merkezinde yer alıyor.
BloombergNEF tahminlerine göre, kamyonlar ve otobüsler de dahil olmak üzere dünya çapında yıllık elektrikli otomobil satışları 2019’da yaklaşık 27 milyona ulaştı ve önümüzdeki yirmi yılda hızlanarak önümüzdeki yirmi yılda 133 milyon araca çıkacak. 2040 yılına kadar, yaklaşık 500 milyon elektrikli yolcu aracı, yani dünya toplamının kabaca üçte biri yolda olacak.
Ancak dünya çoğunlukla fosil yakıtlarla hareket ettiği sürece, şeyl küresel pazardaki payı için savaşmaya devam edecek.
Lakhani, “İhracat yasağının kaldırılması ve yerel şistteki inanılmaz büyüme ve dayanıklılık, ABD’yi öngörülebilir gelecekte çok önemli bir Amerikan ham petrol ihracatçısı tutacak ” dedi.
