ABD Suriye’deki askerlerini çekme kararının ardından son dönemde ardı ardına yaptığı açıklamalarla ülkedeki “petrol”ü garantiye aldığını belirtiyor ve petrol sahalarına askeri takviye yapacağını açıklıyor.
Suriye’deki petrol rezervlerinin Irak ve İran’a göre oldukça düşük olduğu biliniyor. Suriye’de saldırılar sonrası ülkenin petrol zenginliğinin önce ABD’nin yarattığı ve yönlendirdiği IŞİD’in, daha sonra ise “IŞİD’e karşı mücadele” müttefikleri ABD-SDG’nin eline geçtiği biliniyor.
Ülkenin zengin petrol yataklarının bulunduğu bölgelerde halen ABD-SDG hakimiyeti sürüyor.
KANITLANMIŞ PETROL REZERVLERİ LİSTESİNDE 34. SIRADA
Euronews’ta yer alan habere göre Suriye kanıtlanmış petrol rezervleri listesinde 34. sırada yer alıyor. CIA’e göre Suriye’nin 2,5 milyar varil petrol rezervi bulunuyor. Ancak komşu ülkeler Irak ve İran’ın petrol rezervlerine göre bu miktar oldukça az. Bu alanda dünya sıralamasında dördüncü sırada yer alan İran’ın 158,4 milyar varil ve beşinci sıradaki Irak’ın 142,5 milyar varil petrol rezervi bulunuyor.
ÜRETİM SAVAŞIN ARDINDAN KESKİN BİR BİÇİMDE DÜŞTÜ
Suriye’nin günlük petrol üretimi Suriye’ye yönelik saldırıların başladığı 2011 yılından itibaren keskin bir şekilde düştü. Amerikan Enerji Bilgi Yönetim Kurumu’na (EIA) göre Suriye’nin 2018’de günlük petrol üretimi 28 bin varil. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’ne (OPEC) göre ise bu miktar 2018 yılı sonunda günlük 16 bin varildi. OPEC’e göre bu miktar savaş başlamadan önce 2010 yılında günlük 386 bin varildi. Bu miktar 2012’de 151 bin varil ve 2013’te ise 45 bin varile kadar düştü. Sonraki yıllar ise 20 bin varil civarında seyretti.
PETROL VE DOĞALGAZ ÜRETİMİNİN YÜZDE 80’İ SDG’NİN KONTROLÜNDE
Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) 19 Eylül 2019’da yayımladığı rapora göre, Suriye’nin petrol ve doğalgaz üretiminin yüzde 80’ini SDG kontrol ediyor. Üretilen petrolün gelirini SDG elde etmesine rağmen bunun mali kayıtları bulunmuyor. Rapor yazıldığı tarihte SDG’nin, Suriye’nin kuzeydoğusunda ülkenin en zengin petrol yataklarının bulunduğu Deyrizor, Haseke ve Rakka’da hakimiyetini sürdürdüğü, buradaki 20 petrol kuyusundan 11’inin SDG tarafından kontrol edildiği belirtiliyor. Buradaki üretim kapasitesi Şam’ın kontrol ettiği üretim sahalarından daha fazla.
Suriye İnsan Hakları Ağı’nın daha önce petrol işlerinde çalışmış bölge sakinlerinden aldığı bilgiye göre SDG ham petrolün varilini 30 Amerikan dolarına satılıyor. SNHR’nin tahminlerine göre SDG günlük 420 bin dolar, aylık 12,6 milyon dolar ve yıllık da 378 milyon dolar kazanıyor. Bu miktara doğalgaz gelirleri dahil değil.
SALDIRILAR ÖNCESİ İHRACATIN YÜZDE 90’I AB’YE
Suriye’yi hedef alan saldırılardan önce ihraç edilen petrolün yüzde 90’dan fazlası Avrupa Birliği (AB) ülkelerine gidiyordu. 2010 yılında Suriye’nin ihraç ettiği petrolün yüzde 32’si Almanya, yüzde 31’i İtalya, yüzde 11’i Fransa, yüzde 9’u Hollanda, yüzde 7’si Avusturya ve yüzde 5’i İspanya’ya gitti.
PENTAGON: EK ASKERİ UNSURLARLA TAHKİM
Pentagon, Suriye’deki petrol kaynaklarını korumak için ilave asker göndereceğini açıklamıştı. Pentagon “Bu petrol yataklarının DEAŞ veya diğer istikrar bozucu aktörlerin eline geçmesini engellemek için ABD olarak, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ortaklarımızla koordineli bir şekilde Suriye’nin kuzeydoğusundaki pozisyonumuzu ek askeri unsurlarla tahkim edeceğiz” demişti.
RUSYA: IŞİD’İN YENİLGİSİ ÖNCESİNDE DE ABD PETROLÜ ÜLKE DIŞINA ÇIKARDI
Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise ABD’nin Suriye’deki petrol yatakları konusundaki planlarını “uluslararası devlet haydutluğu” olarak nitelenmişti.
Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov istihbarat uydu görüntülerinin, Fırat’ın doğusunda IŞİD’in yenilgisinden önce ve sonra ABD askerlerinin koruması altında aktif olarak Suriye petrolünün çıkarıldığını ve işlenmek üzere tankerlerle Suriye’nin dışına çıkarıldığını ortaya koyduğunu kaydetmişti.
Konaşenkov ABD’nin petrol kaçakçılarını koruduğunu vurgulamış ve “Suriye’nin doğusundaki petrol sahalarından benzin tankerleri, ABD askerleri ve ABD özel askeri şirketlerin çalışanlarının koruması altında kaçak yollarla diğer ülkelere götürülüyor. Bu konvoylara saldırı düzenlenmesi durumunda derhal ABD özel hareket ve hava kuvvetleri devre giriyor” demişti.
